Türk Toplumu dinine, diline ve kültürüne sahip çıkacaktır!

Türkiye Cumhuriyeti Köln Başkonsolosu Hüseyin Emre Engin beyin görevinin sona ermesi sebebiyle Köln ve Çevresi Türk Dernekleri yöneticileriyle veda programı çerçevesinde bira araya geldi.

Köln Ditib Mevlana camisinin konferans salonunda gerçekleştirilen programa, Başkonsolos Emre Engin, Din Hizmetleri Ataşesi Ahmet Dilek, Mevlana Camii Başkanı Ömer Beyazıt, Kuzey Ren Vestfalya Uyum Meclisleri Başkanı Tayfun Keltek ve Big Partisi Genel Başkanı Sayın Haluk Yıldız, Köln ve Çevresi Türk Dernekleri İnisiyatifi Sözcüleri Rafet Öztürk, Levent Taşkıran, İbrahim Küçükyıldız ile birlikte Köln ve Çevresi Türk Dernekleri İnisiyatifine destek veren derneklerin yöneticileri ve Türk toplumunun kanaat önderleri katıldı.

Gençlerin aktif olarak katıldığı program başkan Ömer Beyazıt’ın katılımcıları selamlama konuşmasıyla başladı. Başkan Beyazıt “Başkonsolosumuz göreve başladığı tarihten bu yana hep sahada ve aramızda bulunmuş, gençlerimiz ile ilgili projelerimize destek vermiş, Ditib dernekleri ve sivil toplum kuruluşları olarak bizlere varlığını en yakınımızda hissettirmiştir. Zat-ı Alilerinin varlığı gücümüze güç katmıştır. Anavatanımızın yanımızda olduğunu sayelerinde hep hissettik. Bu gün böyle güzel bir toplantıyı burada gerçekleştirmeleri bizleri ziyadesiyle memnun etmiştir. Bu vesile ile tekrar camimize teşrif eden sizleri saygıyla selamlıyorum.” cümleleriyle katılımcıları selamladı.

Selamla ve Köln ve Çevresi Türk Dernekleri İnisiyatifinin çalışmaları hakkında bilgi veren Köln ve Çevresi Türk Dernekleri İnisiyatifi sözcüsü Rafet Öztürk 2016 yılında 12 dernek ile başladıkları faaliyetlere an itibariyle 55 dernek tarafından destek verildiğini belirtti.

Öztürk konuşmasında “Asırlar boyu farklı etnik köken, dil ve dinden insanı bir arada yaşatmış olan bir medeniyetin temsilcileri siz kıymetli ve muhterem yöneticilerimiz; bir sismograf gibi topluluğumuzun nabzını tuttunuz. Hemen harekete geçtiniz ve bu inisiyatifi oluşturarak bizleri görevlendirdiniz ve sizin verdiğiniz güç ile Köln’de çalışmalar gerçekleştirdik. ” ifadelerini kullandı.

Türk toplumunun diline, kültürüne sahip çıktığını belirten Öztürk;

“Köln’de faaliyet gösteren Türk Sivil Toplumu İnisiyatif ile kendini ilgilendiren konularda ben varım, birlikte hareket ederek çıkarlarımı temsil edeceğim.” demiştir.

İnisiyatifin her platformda Türk toplumunun çıkarlarını koruyacağını ifade eden Öztürk;

“Köln Belediye Meclisi haç taş konusunda aldığı karar ile toplumsal mutabakat kültürünü ve diyaloğu terk etmiş ve Köln’de yaşayan halkın yüzde 10’nunu yok sayarak toplumsal gerilim, kavga ve ihtilaf isteyenlere prim vermiştir.” dedi.

Eğer haç taş dini bir içerikli bir ritüel ise ki; taşı dikmek isteyen grup sürekli bu şekilde deklare etmiştir. Bu durumda dini içerik taşıyan bir külte belediye meclisinin müdahil olmasının anayasa ve yasalar çerçevesinde dine müdahil olma anlamına geleceğinden, bunun makul olmadığının altını çizen Öztürk;  “Almanya’da devlet dinler konusunda tarafsızdır. ” tespitini yaptı.  Bunun aksine eğer bu taş politik amaçları güdüyorsa ki; bu konuda Belediye yetkilileri ve bazı siyasi parti temsilcileri, söz konusu anıtın “siyasi amaç güttüğünü” ve Mezarlıklar Yönetmeliğindeki “mezarlıkların bireysel anma yeri olması” ilkesine aykırı olduğunu açıkça ifade etmişlerdir. Açıklığa kavuşturulması gereken tüm bu ihtilaflı konulara rağmen, haç taş dilekçesi Köln Belediyesinin ana komisyonunda bazı dini yapılanmaların söylemleri doğrultusunda son dönemde toplumumuza karşı mevcut siyasi atmosfer istismar da edilerek 13 Mart 2017 tarihinde kabul edilmiş olması manidardır” demiştir.

Öztürk “İnisiyatifimiz yapmış olduğu basın açıklamalarında, ve Köln’de bulunan parti gruplarıyla ve belediye başkanlarıyla yaptığı görüşmelerde ve gönderdiği mektuplarda “Her inanç grubunun, kendine ait mekanlarda anma kültürü başta olmak üzere dini ritüel ve kültürel geleneklerini Anayasa ve yasalar çerçevesinde yaşatabilme hakkına sahip olduğunu, ancak, Türk ve Müslümanların da defnedildiği ve kamuya ait bir mezarlıkta böyle bir uygulama açıkça bir dışlamaya davet çıkaracağını ve bu durumun, kültürlerarası hoşgörü, huzur ve barışı ilke edinen bir toplumun değerlerini hiçe saymak olduğunu açıkça ortaya koyduk.” demiştir.

Öztürk; “Köln Türk Toplumunun tüm yapıcı yaklaşımları yok sayılmıştır. Diyalog, iletişim ve görüşme istekleri görmemezlikten gelinmiştir. Yarım asırdan fazla bu ülkede yaşayan ve alın teri döken bir toplumun değer, hissiyat ve düşüncelerini yok sayan bir takım siyasi rant avcılarına, hırçınlık, çekişme ve çatışmaya isteyen bir gruba tüm anayasal ve toplumsal değerler feda edilmiştir.” dedi.  Bu dışlayıcı ve aşağılayıcı uygulamalara, yafta ve toplumsal çekişme yaratmak isteyen ve ırk temelli nefret dışında bir referansı bulunmayan mihraklara rağmen Türk toplumu haklı demokratik tepkisini ortaya koymaya devam edecektir. Köln ve Çevresi Türk Dernekleri İnisiyatifi, alınmadan, gücenmeden ve içinde yaşadığı toplum ile çekişmeden anayasal ve yasal değerlere ve toplumsal mutabakat ilkelerine bağlı bir şekilde demokratik tepkisini verecektir. Diyalog, iletişim ve birliktelik adına ortak anıt yapmak başta olmak üzere dinimizi, dilimizi, kültürümüzü ve kimliğimizi korumak için atılan tüm adımlar siz sivil toplum kuruluşlarının desteğiyle gerçekleşecektir. ” dedi.

T.C. Köln Başkonsolosu Sayın Engin görevinin sona ermesi nedeniyle yaptığı veda konuşmasına başkan Ömer Beyazıt beye teşekkür ederek başladı ve görev süresi boyunca yaptığı tespitleri katılımcılarla paylaştı: “Türk toplumunun en önemli sorununun ortak nefes ve ses oluşturamamasıdır diyen Engin “her zaman olumsuzluklara tepki vermek için ortaya çıkıyoruz. Çocuklarımıza dedelerinin gerici ve insanlık dışı insanlar olarak lanse edilmek isteniyor. Onları kötü insanlar olarak gösterme çabası var. Geçmişiyle bağları koparılmak isteniyor. Bu bize karşı yapılan bir hakarettir ve kabul edilemez. Bu bir asimilasyondur.”

Köln ve Çevresi Türk dernekleri İnisiyatifi ile kendimize ait meseleleri ele alacağız. Köln’de bu güne kadar böyle bir yapı hayata geçirilmemişti. Bu girişim ile bizi ilgilendiren, toplumumuzu ilgilendiren konuların tartışılması için bu İnisiyatifi hayata geçirdiniz. Türk toplumu ancak ortak bir dil ile gelecek oluşturabilir. Bu dil sosyal, eğitim ve hukuk alanlarında da mutlaka oluşturulmalıdır. Ortak bir bilinç olarak ortaya koyulmalıdır. İnisiyatifi bir meclis, bir şura, bir danışma kurulu olarak görün ki; size ve çocuklarınıza yönelik olarak elde edilecek kazanımlar için çalışacak bu arkadaşlara destek verin. Çalışmalar sadece bu arkadaşlarla sınırlı kalmasın. Gençlerin de bir meclisi olsun. Gençlerden oluşan bir birlik oluşturulsun. Aranızdan gençleri tespit edin ve isimlerini Rafet beye bildirin. Onlara fırsat verin. Onları geleceğin yöneticileri yapın. Onların bilinç kazanmaları için gayret edin.

Bilinçli toplum olma yolunda iki konuya dikkatinizi çekmek isterim diyen Engin bunların:

1. Eğitim bilinci

2. Siyasi bilinç olduğunu ifade etmiştir.

Eğitim bilinci olan gençleri yetiştirin. Bu gençlerin siyasette, sanatta ve toplumun her alanında aktif olmaları çok önemlidir. Okullarda gençleri birebir takip edin. Sivil toplum olarak ve veliler olarak bu sizin vazifenizdir. Türkçe konusunda çalışmalar yapacak iyi bir anadil Türkçe derneğimiz yok. Bir nesil dilini kaybederse dinini de, kültürünü de kendini de kaybeder. Bizim türkülerimizi Almanca söyleyemezsiniz. Dinimizi de Almanca öğrenemezsiniz.

Siyasi bilinci olan insanlar yetiştirin. Biliyorsunuz kapalı kapılar ardında alınan kararlar etkili oluyor. Bizlerde kapalı kapılar ardında kararlar alacak güce ulaşmalıyız. Türk düşmanı,  İslam düşmanı gruplar giderek güçleniyor. Almanya’ya yönelik buraya yönelik siyaset masaları oluşturmanız gerekiyor.

Hem eğitim bilinci hem de siyaset bilincini sizler oluşturacaksınız. Sizler farklı cemaatlerden olabilirsiniz, farklı görüşleriniz olabilir. Bu durum İnisiyatifin çalışmalarını etkilememelidir. İnisiyatif buradadır. Sorunlarınız olduğunda İnisiyatifi çağırın. Seminerler düzenleyin. Kurslar açın. Ancak örgütlü ve birlikte hareket ederseniz önümüzdeki dönemde daha da artacak sıkıntıların üstesinden gelebilirsiniz. Artık ırkçı söylemler merkeze oturdu. Ayrıştırma ve dışlamalara karşı birlikte dik durun. Başka bir metotta yok zaten.

Engin Köln’deki çalışmaları hakkında “Köln’de sizlerin arasında onurla ve gururla çalıştım. Bu tür çalışmaları sizlerin destekleriyle gerçekleştirdim. Bunun hiçin hepinize teşekkür ediyorum.

İnisiyatif sözcüsü Rafet Öztürk Köln ve Çevresi Türk Dernekleri İnisiyatifinin açmış olduğu internet sayfasını tanıttı.

www.turkinitiativ.de

Sayfa interaktif olarak tasarlanmıştır. Sayfada dışlanma, yaralama ve çeşitli saldırıları bildirmek için destek formu ile düşüncelerin karşılıklı paylaşılacağı düşünce formu yer almaktadır. Sayfada toplumumuzu ilgilendiren tüm konulara yer verilmiştir.

Katılımcıların söz aldığı podyum bölümünde Kuzey Ren Vestfalya Uyum Meclisleri başkanı Tayfun Keltek yaptığı konuşmasında Türkiye’den gelenlerin çok çabuk bir araya gelebiliyorlar ancak çok çabuk dağılıyorlar. Burada yaşayan insanlar Almanya’ya yönelik düşünmelidirler. Daha önce milletvekili olan ve şuan KRV Eyalet Hükümetinde uyum müsteşarı olarak görev yapan bir bayan, uyum meclislerini eleştirmek için yabancılar ne yaptılar? bu ülkeye ne kazandırdılar? gibi bizleri rencide edici cümleler sarf etmektedir. Bizler kendi konularımızdan çok uzağız.

Bayburtlular Derneği adına söz alan Zekeriya Ögüt kendi kimliklerimizi oluşturmalı ve bunlara sahip çıkmalıyız. Bizim içimizden siyasi partilere giren her siyasetçi nedense seçilir seçilmez yaptığı ilk konuşmada içinden geldikleri toplumu eleştiriyor. Demek ki siyaset onu gerektiriyor. Demek ki siyasi partiler bu şekilde. Bunun için biz kendi siyasi yapılanmamızı gerçekleştirmeliyiz.

Köln Ditib Mevlana Camii gençlik başkanı Abdulkadir Çamur konuşmasında gençler göreve hazırdır. Ancak onlara fırsat tanınmalıdır. Onlar dış kapının dış mandalı değil bizzat Türk toplumunun geleceğidir ifadelerini kullanmıştır.

Avrupa Karayurtlular Avşar Yardımlaşma Derneği sekreteri Halil İbrahim Korkmaz konuşmasında İnisiyatife sürekli destek vereceklerini ve hemşeri dernekleri birliği oluşturmak istediklerini ifade etmiştir.

Programda Almanya BIG Partisi Genel Başkanı Haluk  Yıldız söz aldı. Yıldız konuşmasında Türk/Müslüman toplumunun ivedilikle kurumsallaşması gerekir. Bunun için ortak ülkü ve ilkeler belirlenerek, mevcut derneklerimizle ortak bir platform/network oluşturup, birlikte hedeflere ulaşmak gerekir.” dedi. Konuşmasında “Sosyal alanda ve Eğitim alanında yapılacak çalışmalarla sosyal dayanışma şuuru, milli ve manevî kimliği ve değerleri koruma şuurunun sağlanması gerekir. Kadınlar, yaşlılar ve kimsesiz çocuklar için yurtlar açılmalıdır. Almanya’da ortak bir yardım kurumu oluşturularak kreş, kolej, üniversitelere finans kaynağı oluşturulmalıdır. Gençlere yönelik yeni projeler üretilmelidir.

Hukuk alanlarda da aktif çalışmalar yürütülmeli, ayrımcılığa, ırkçılığa maruz kalanların haklarının korunması ve savunulması için bir insan hakları komisyonu/advocacy kurulması ve bunun sürekli olarak bir finansmanının sağlanacağı bir fon oluşturulmalıdır.

Belli haklardan mağdur bırakılanlar toplumumuzun çifte vatandaşlık, seçim hakkı, anadil dersinin talep edilmesi ve yaygınlaşması, helal kesim, din derslerinin okullarda uygulanması gibi meşru haklarını talep etmek ve savunmak için mutlaka siyasi birlik şuuru oluşturmak gerekir.

Ortak hedef ve stratejilerin, ortak söylem ve icraatların belirlenmesi, etkin ve çözüm odaklı sürdürülebilir faaliyetlerin hayata geçirilebilmesi ve ortak aklın oluşturulabilmesi için düşünce (Think Tank) kuruluşları oluşturulması gerekir. Alman toplumuna ortak değerler, sorumluluk, adalet, dayanışma konusunda müspet mesajlar verecek medya ve tanıtım faaliyetleri yapılmalıdır.

Program Mevlana Camiinin ikramlarıyla son buldu.